ÖFKENİN YAS SÜRECİNDEKİ ROLÜ: DUYGUSAL BİR MÜTTEFİK
Yas, çoğu zaman üzüntüyle ilişkilendirilse de, öfke de bu sürecin doğal bir parçasıdır. Psikolog Elisabeth Kübler-Ross’un modeline göre, öfke kabullenmeye giden yolda önemli bir aşamadır.
2022’de yapılan bir araştırmaya göre, yas sürecinde öfkesini bastıran bireylerin depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu geliştirme riski %30 daha fazladır. Bu, öfkenin yalnızca bir tepki değil, başa çıkma mekanizması olabileceğini gösteriyor.
Öfke: Yas Sürecinin Sessiz Motoru
Öfke, yıkıcı bir duygu gibi görülse de bireyi harekete geçiren güçlü bir motivasyon kaynağı olabilir. Kaybın yarattığı boşluk ve çaresizlik hissi, öfke sayesinde anlam arayışına dönüşebilir. Araştırmalar, öfkesini sağlıklı bir şekilde ifade eden bireylerin yas sürecini daha hızlı atlattığını göstermektedir. Örneğin, bir trafik kazasında sevdiklerini kaybeden kişiler, öfkelerini güvenli sürüş kampanyalarına katılarak yönlendirebilir.
Öfkenin Yönü: Çıkmaz mı, Çıkış Yolu mu?
Öfke, kontrolsüz olduğunda bireyi çıkmaza sürükleyebilir, ancak doğru yönetildiğinde kabul sürecine geçişi hızlandırabilir. APA’ya göre, öfkenin bastırılması yas sürecini uzatırken, yapıcı şekilde yönlendirilmesi iyileşmeyi kolaylaştırır. Pandemi döneminde birçok insan sevdiklerini kaybetmenin öfkesiyle sağlık sistemini suçladı, ancak zamanla bu öfke, daha bilinçli sağlık politikaları talep etmeye yöneldi.
Öfke: Yas Sürecinde Bir Engel mi, Çözüm mü?
Öfkenizi sağlıklı bir şekilde yönetmek için,
• Onu kabul edin. Bastırmak yerine, doğal bir süreç olduğunu bilin.
• İfade edin. Konuşmak, yazmak veya sanatla uğraşmak rahatlatıcı olabilir.
• Yapıcı bir amaca yönelin. Yardım kampanyalarına katılmak veya farkındalık yaratmak, öfkenizi anlamlı hale getirebilir.
• Bedeninizi harekete geçirin. Spor veya yürüyüş, fiziksel gerilimi azaltır.
• Zihninizi sakinleştirin. Meditasyon ve nefes egzersizleri duygularınızı kontrol etmenize yardımcı olur.
• Gerçek duygularınızı keşfedin. Öfkenin ardındaki üzüntüyü anlamak, kabullenmeyi kolaylaştırır.
Öfke, sizi tüketen değil, dönüştüren bir duygu olabilir. Önemli olan, onu nasıl yönettiğinizdir.
