Kusursuz Performans: Travma Sonrası Aşırı İşlevsellik Sendromu
“Ne kadar güçlü görünüyor” dediğin biri, aslında hayatta kalma modunda olabilir.
Travma herkesin zihninde aynı şekilde yer etmez. Kimisi içine kapanır, kimisi ise kusursuzlukla örtbas eder. Dışarıdan bakıldığında “başarılı, organize, hep meşgul” görünen bireyler, aslında içten içe yüksek işlevli travma yaşıyor olabilir. Bu duruma psikolojide travma sonrası aşırı işlevsellik (high-functioning after trauma) deniyor.
New York Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, erken yaşam travmalarına maruz kalan bireylerin bir kısmının, ilerleyen yıllarda aşırı sorumluluk alma, yardım istemekte zorlanma ve dinlenememe hâli ile baş etmeye çalıştığını gösteriyor. Bu bireyler, duygusal acılarını başarıyla “maskeliyor”.
Nöropsikolojik Etkiler: Zihnin Sürekli Alarmda Kalması
Bu “fazla iyi” işlevsellik hali, beyinde de karşılıksız kalmıyor.
– Amigdala sürekli tetikte kalıyor: Kişi, tehdit olmasa bile “tetikte olmalıymış gibi” hisseder.
– Prefrontal korteks aşırı kontrol hâlinde: Duygular bastırılır, “işe yarar olmak” öncelik kazanır.
– Kortizol seviyesi yüksek kalır, beden gevşemeyi unutur, yorgunluk kronikleşir.
Ne Gibi İşaretler Verir?
• “Boş kalınca huzursuz oluyorum.”
• “Yardım istemek zayıflık gibi geliyor.”
• “İyi olmaya mecburum.”
• “Çok yorgunum ama duramıyorum.”
Kusursuzluk Bir Savunma mı?
Evet. Aşırı üretkenlik ve kontrol ihtiyacı, birçok kişide duygusal çöküşü engelleyen bir zırh işlevi görür. Ancak bu zırh uzun vadede kişiyi tükenmişliğe götürebilir.
“Her zaman güçlü görünenler, çoğu zaman yardım istemeyi en çok öğrenmesi gerekenlerdir.”