İyileşme Yorgunluğu: Sürekli Kendini Geliştirme Baskısı Tükenmişlik Yaratıyor mu?
Kendini geliştirme, sağlıklı sınırlar içinde destekleyici bir süreç olabilirken; “daha iyi olmalıyım”, “daha verimli olmalıyım” gibi baskılar zamanla zihinsel bir yorgunluğa dönüşebiliyor. Terapi, meditasyon, mindfulness gibi yöntemler dengeyi bulmamıza yardımcı olsa da, bu araçlar bile performans kaygısıyla kullanılmaya başlandığında, kişisel gelişim bir yarışa dönüşebiliyor.
Harvard Business Review’un 2021’de yayımladığı bir araştırmaya göre, kişisel gelişim içeriklerine düzenli olarak maruz kalan bireylerin %67’si “yeterince iyi olmadıklarını” hissettiklerini söylüyor. Bu da, iyileşme çabamızın bazen bizi kendimizden uzaklaştırabileceğini gösteriyor.
Kendini Geliştirme Değil, Kendini Yorma
Meditasyon yapmak, terapiye gitmek, kitap okumak… Bunların her biri değerli araçlar. Ancak bu pratikler, “eksik olanı tamamlamalıyım” inancıyla yapıldığında, kişi kendine karşı sert ve eleştirel bir tutum geliştirebiliyor.
Oysa hiçbir şey yapmadan kalmak, sadece nefes almak ya da sessizlikte durmak da ruh sağlığı için bir ihtiyaç. Gerçek iyileşme her zaman aktif bir eylemle gelmeyebilir; bazen durmak, en güçlü adımdır.
Sürekli ‘İyileşmeye Çalışmak’ da Bir Kaçış Olabilir
Bazı durumlarda kişisel gelişim çabası, yüzleşmekten kaçtığımız duyguların üzerini örtmenin bir yolu hâline gelebilir. Her boşluğu yeni bir kursla, teknikle ya da bilgiyle doldurma isteği, içten içe hissettiğimiz huzursuzluğu bastırma çabası olabilir.
Bu yüzden şu soruyu sormak önemlidir: “Gerçekten kendimi mi iyileştiriyorum, yoksa kaçmak için mi bu kadar meşgulüm?”
Durmak da Bir Eylemdir
İyileşmenin bir ölçütü ya da evrensel doğrusu yoktur. Herkesin süreci benzersizdir. Kendini dönüştürmeye çalışmak kadar, dönüşüm ihtiyacı duymadan sadece var olmak da sağlıklıdır.
Bazen hiçbir şey yapmadan geçen bir gün, zihnini yeniden düzenlemenin ve iç huzuru bulmanın en güçlü yolu olabilir. Unutma, bazen durmak da bir ilerlemedir.