“İyi Olmak Zorundasın!” – Peki Ama Neden Sürekli Böyle Hissediyoruz?
Hiç kendine “Bu kadar kötü hissediyorum ama neden bir yandan da suçluluk duyuyorum?” diye sordun mu? Sosyal medyada bir yandan herkes gülüyor, başarıyor, minnet dolu hissediyor; diğer yanda sen sadece yorgunsun. Elindeki kahveyle camdan bakarken kendini “daha iyi hissetmen gerektiğine” ikna etmeye çalışıyorsun. Çünkü hepimiz yıllardır benzer mesajlara maruz kaldık: “Güçlü ol”, “Pozitif kal”, “Şükretmeyi unutma”. Ama bu mesajlar her zaman fayda sağlamıyor. Bazen de tam tersi: insanı içten içe tüketiyor. Bunun adı “iyi hissetme baskısı’’.
2021 yılında yapılan bir çalışmada, bastırılmış duygularla pozitif olmaya zorlanan bireylerde, prefrontal korteks ve amigdala arasında artan gerilim gözlemlenmiş. Yani, “iyiyim” derken aslında beynin tehlike sinyalleri veriyor. Çünkü beyin duygusal çelişkilere hassas.
Pozitiflik Maskesi: Gerçekten Yardımcı mı?
Çoğumuz şu cümleleri içselleştirdik: “Bunları kafana takmamalısın.”“İyimser düşün, geçer.” “Daha kötüsü olabilirdi.” gibi. Ama bu cümleler, duygularımızı yaşama hakkımızı elimizden alıyor. Çünkü iyilik hali, zor duyguları bastırmak değil, onlarla temas kurabilmekten geçiyor. “Bugün kötü hissediyorum” diyebilmek bile iyileştirici bir adımdır.
Gerçek İyilik Hali Ne Zaman Başlar?
İyi hissetmek, gülümsemekle başlamak zorunda değil. Bazen ağlamakla, bazen durmakla, bazen sadece kabul etmekle gelir. “İyi hissetmiyorum ama bu da benim gerçeğim” diyebilmek, sağlıklı bir iç sesin ilk adımıdır. Ve bu ses, pozitif olmak zorunda değil, sadece dürüst olmalıdır.
Unutma: Her duygunun bir işlevi var. Sürekli mutlu olman gerekmiyor. Ama kendine karşı şefkatli olman önemli. Gerçek iyilik hali, kendini duymakla başlar.