İçsel Eleştirmen: Sürekli Yargılayan Ses Nereden Geliyor?

Herkesin kafasının içinde bir yorumcu var. Maç anlatmıyor, şiir okumuyor, moral vermiyor. Tek yaptığı en ufak hatada bile “Bravo, yine saçmaladın” diye ortaya atlayıp özgüveni tokatlamak. Peki bu ses nereden geliyor ve neden bu kadar rahat?

Bu Ses Doğuştan Gelmiyor

Kimse dünyaya kendini gömmeye hazır bir iç monologla gelmiyor. Bebekler hata yapınca kendini ezmiyor, düşüp kalkınca “of rezil oldum” demiyor. İçsel eleştirmen dediğimiz ses tamamen sonradan oluşuyor. Genellikle çocukluk yıllarında duyduğumuz cümlelerden, aile dinamiklerinden ve beklentilerden şekilleniyor.

Ailede yüksek beklentiler varsa, sevgi eleştiriye karışıyorsa veya “mükemmel ol” mesajı hâkimse, zihin bunu şöyle kaydediyor:

“Hata kötüdür. Hata yaparsam değerim azalır.”

Bu küçük kayıt ileride dev bir içsel yargıca dönüşüyor.

Toplumsal Gürültü de Ekleniyor

Okulda başarılı olmak, sosyal medyada mükemmel görünmek, ilişkide yeterli olmak, işte şaşmamak… Bunların hepsi içsel eleştirmeni daha da gazlıyor.

O ses de iyice coşup şunları fısıldamaya başlıyor:

“Daha iyisini yapmalıydın.”

“Bu kadar mı?”

“Yetersiz kaldın.”

Toplumun beklentisi arttıkça iç sesin sesi de yükseliyor.

Aslında Bir Güvenlik Mekanizması

Komik gelebilir ama içsel eleştirmenin çıkış amacı seni korumaktı. “Eleştireyim ki hata yapmasın, üzülmesin, dışarıya rezil olmasın” mantığıyla ortaya çıkıyor.

Ama zamanla korumak isterken tam tersine zarar veren aşırı kontrolcü bir mekanizmaya dönüşüyor.

Sanki yanlış eğitim almış bir güvenlik görevlisi gibi: iyi niyetli ama yersiz agresif.

Çocuklukta Kopyalanan Sesler

Büyürken sadece bize söylenen sözleri değil, tonları, mimikleri, bakışları da içselleştiriyoruz. Her eleştiri, her uyarı, her beklenti beynin arka odalarına depolanıyor.

Ebeveyninin hata yaptığında kendine nasıl konuştuğu, sana nasıl yaklaştığı, hatta evdeki genel duygusal hava bile ilerideki içsel eleştirmenin tonunu belirliyor.

Bu yüzden o ses bazen birinin birebir kopyası gibi gelir: tonu, sertliği, üslubu tanıdık olabilir.

Susturması Neden Bu Kadar Zor?

Çünkü bu ses, beynin tehdit algısıyla işbirliği yapıyor.

Hata = tehlike

Eleştirilmek = dışlanmak

Eksik olmak = reddedilmek

gibi kodlar yüzünden içsel eleştirmen kendini sürekli tetikte hissediyor.

Beyin de “alıştığım yöntem buysa böyle devam edelim” deyip bu sesi otomatik işletmeye devam ediyor.

Bu Sesle Başa Çıkmak Mümkün mü?

Evet. Ama mesele onu tamamen yok etmek değil. Ses kalsın, ama ayarı normale dönsün.

Bunun için:

  • Gelen düşünceyi fark etmek
  • İçeriğini sorgulamak
  • Daha şefkatli bir iç ses geliştirmek
  • Kendine hata payı tanımak
  • Çocuklukta yerleşen kayıtları yeniden değerlendirmek

etkili adımlar.

Bir hoparlörün sesini bir anda kapatamazsın ama yavaş yavaş kısmak mümkün.

Kafandaki o yargılayıcı ton, senin öz benliğin değil. Sadece yıllar içinde şekillenen bir kayıt. Ve değiştirilebilir.

İlginizi çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir