Dış Ses mi, İç Ses mi? – Süperego’nun Günlük Yaşamda Rolü

“Yapma!” diyen ses gerçekten sana mı ait?

Freud’un yapısal kişilik kuramına göre zihnimiz üç ana bölümden oluşur: id, ego ve süperego. Bunlardan süperego, toplumun, ailenin ve otorite figürlerinin içselleştirilmiş sesidir. Başka bir deyişle, dış seslerin zamanla içimize yerleşmiş hâlidir.

Süperego, bireyin vicdan ve ideal benlik duygularını temsil eder. “Bunu yaparsam kötü biri olurum” ya da “Mükemmel olmak zorundayım” gibi düşünceler, süperegonun etkisine örnektir.

Süperego Ne Zaman Devreye Girer?

  • Yanlış bir karar vermek üzereyken, suçluluk hissiyle geri çekilirsiniz.
  • Bir başarı kazandığınızda, “Yeterince iyi değildi” diyen bir ses yankılanır.
  • Başkalarına hayır demekte zorlanır, “bencil olmaktan” korkarsınız.

Bu örnekler, süperegonun bizi toplumsal kabul ve ahlaki normlara uygunluk çerçevesinde yönlendirdiğini gösterir. Ancak süperego çok baskın hâle geldiğinde, bireyde aşırı öz eleştiri, mükemmeliyetçilik, kararsızlık ve değersizlik duyguları görülebilir.

Sağlıklı Bir İç Ses Mümkün mü?

Süperego, tümüyle bastırılması gereken bir yapı değildir. Ancak bu iç sesi daha dengeli hâle getirmek mümkündür:

  • Kendinle konuşurken kullandığın dili gözden geçir: Suçlayıcı mı, anlayışlı mı?
  • Hata yaptığında cezalandırmak yerine öğrenmeye alan aç.
  • Mükemmel değil, “yeterince iyi” olmaya razı ol.
  • “Gerçekten benim değerim mi, yoksa bana öğretilen mi?” diye sor.

“Bazı iç sesler bize ait değil, sadece yıllar önce dışarıdan duyduklarımızın yankısıdır.”

İlginizi çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir