Anksiyete bozukluğu, ortada belirli bir sebep olmaksızın yaşanan korku ve endişe duygularının yoğun olarak yaşanmasıdır. Buna fiziksel belirtiler (kalp çarpıntısı, terleme, göğüste sıkışma hissi, midede boşluk duygusu vb.) eşlik eder. Huzursuzluk ve yerinde duramama halleri de sık görülebilmektedir. Bazı kişilerde ise sıklıkla kas gerginliği veya kasılmalardan dolayı kas spazmı yaşanmaktadır.
Çoğunlukla bedensel olarak yaşanan bu duygunun ruhsal ve zihinsel yapımızla oldukça yakından bir ilişkisi vardır. Bozulan ve uyumsuz olan düşünce kalıpları, tekrarlayıcı ve yararsız davranış örüntüleri bu durumun artmasına ve uzun süreli olarak devam etmesine neden olur.
Anksiyete bozukluğunun uzun süreli devam etmesi sonucunda ;
- Panik bozukluk,
- Agorafobi,
- Obsesif kompulsif bozukluk,
- Özgül fobi,
- Travma sonrası stres bozukluğu,
- Akut stres bozukluğu vb. görülebilmektedir.
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Ne Kadar Sürer
Anksiyetenin tedavi süreci için her rahatsızlık gibi pek çok yöntem bulunmaktadır. Ağır durumlarda ilaç desteği gerekirken hafif ve orta düzeyli anksiyete bozuklukları için alınan uygun terapi desteğiyle kişinin tekrardan duygu durumunun düzenlenmesi sağlanabilir.
Anksiyete bozukluğu ile başvuran danışanlarda başlıca kullanılan yöntemler EMDR, Psikodinamik Yaklaşım, Bilişsel Davranışçı yaklaşımlar olarak sıralanabilir. EMDR yöntemi daha çok geçmişe yönelik travmatik anılar üzerine çalışırken, psikodinamik yaklaşım ebeveyn ilişkilerine bakmaktadır. Bilişsel Davranışçı Yönelimli yaklaşım ise daha çok şu ana odaklanır. Düşünce ve davranış sistemine dayanan bir tarafı vardır.