Savunma Mekanizmaları ve Günlük Yaşamdaki Yansımaları
Hepimiz zaman zaman zorlayıcı duygularla, stresle veya içsel çatışmalarla karşılaşırız. Bu durumlar karşısında zihnimiz, bizi bu hoş olmayan deneyimlerden korumak için çeşitli stratejiler geliştirir. Psikolojide bu stratejilere “savunma mekanizmaları” denir. Sigmund Freud’un kızı Anna Freud tarafından detaylandırılıp sistematik bir şekilde organize edilen bu kavramlar, bilinçdışı süreçler aracılığıyla kaygıyı ve stresi azaltmamıza ve benlik bütünlüğümüzü korumamıza yardımcı olur. Ancak, bazen bu kalkanlar, farkında olmadan günlük yaşamımızı ve ilişkilerimizi olumsuz etkileyebilir.
Savunma Mekanizmaları Neden Var?
Savunma mekanizmalarının temel amacı, benliğimizi kaygı, stres, suçluluk, utanç veya çatışma gibi tehdit edici duygulardan korumaktır. Bu mekanizmalar çoğunlukla bilinçdışı işler, yani onları kullandığımızın farkında olmayız. Aslında bunlar, zihinde bir tür “acil durum planı şeklinde işler. Problemlere geçici çözümler getirirler fakat kesin çözüm getirmezler. Sürekli veya sağlıksız bir şekilde kullanıldığında ise gerçeklikle aramızda bir bariyer oluşturarak psikolojik problemlere zemin hazırlayabilirler.
Sık Karşılaşılan Savunma Mekanizmaları ve Günlük Yaşamdaki Yansımaları
Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız bazı savunma mekanizmalarına ve bunların kendimizi ve başkalarını nasıl etkilediğine bakalım:
Bastırma: Kaygı uyandıran düşünce, duygu, anı veya arzuları bilinçdışına iterek onlardan uzak durmaktır. En temel savunma mekanizmalarından biridir. Uzun yıllar evli olan birinin kavgalı bir ayrılıktan sonra ilişki hakkında konuşmaktan tamamen kaçınmak sanki hiç evli değilmiş gibi yaşaması vb.
İnkar: Dışsal gerçekliği veya kişi için kabul edilemez, acı verici bir durumu reddetmektir. Birey, olayın veya durumun varlığını tamamen yok sayar. Çocuğu ölen bir annenin ölüm üzerine konuşmayıp çocuğunun kıyafetlerini saklamaya devam etmesi, ciddi bir hastalığı olduğunu bildiği halde randevularını devamlı ertelemek ve “bana bir şey olmaz” demek
Yansıtma (Projeksiyon): Kendi kabul edilemez duygu, düşünce veya özelliklerini başkalarına atfetmektir. Kendi eksikliklerimizi veya hoşlanmadığımız yönlerimizi başkalarında görürüz. Kişinin sevmediği bir arkadaşı için onun kendisini sevmediğini düşünmesi, kendi kıskançlığını kabul etmeyip partnerini “çok kıskanç” olmakla suçlamak vb.
Rasyonelleştirme: Kabul edilemez davranış veya durumlar için mantıklı, ancak aslında gerçek olmayan bahaneler üretmektir. Sınavda başarısız olunca “zaten hoca adil puan vermiyor” demek vb.. Partnerinden ayrılınca “aslında zaten o bana göre değildi” gibi bahaneler bulmak, birine yardım etmekten kaçındığında “zaten kendi başının çaresine bakmayı öğrenmeliydi” diyerek kendini haklı çıkarmak
Yer Değiştirme: Kabul edilemez dürtü veya duyguları (genellikle öfke) asıl kaynağından daha az tehdit edici başka bir hedefe yönlendirmektir. İş yerinde patronuna kızıp ona tepki gösterememek ve eve gelince eşine veya çocuklarına bağırmak, hakeme kızan sporcunun formasını yırtması vb.
Gerileme (Regresyon): Yoğun stres, kaygı veya tehdit altında, gelişimsel olarak daha önceki, daha az olgun bir davranış biçimine geri dönmektir. Yetişkin bir bireyin, yoğun stres altında parmak emmeye veya eski çocukluk alışkanlıklarına geri dönmesi.
Yüceltme: Sosyal olarak kabul edilemez dürtü veya enerjileri, sosyal olarak kabul edilebilir ve üretken yollara dönüştürmektir. Sağlıklı savunma mekanizmalarından biridir. Agresif eğilimleri olan birinin boks sporuna yönelmesi vb.
Karşıt Tepki Oluşturma: Kabul edilemez duygu veya dürtülerin tam zıttı bir davranış veya tutum sergilemektir. Birinden hoşlanmadığı halde ona aşırı nazik davranmak vb.
Savunma Mekanizmalarını Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?
Savunma mekanizmaları kötü değildir. Aksine, zihnimizin bizi koruma çabalarının birer göstergesidir. Ancak sürekli devrede olduklarında, bireyin yaşam kalitesini, ilişkilerini ve içsel büyümesini engelleyebilirler. Kendimize şu soruyu sormak faydalı olabilir: “Şu anda gerçekten ne hissediyorum ve bu duyguyla yüzleşmek neden zor?”
Cevaplar, bizi savunmadan farkındalığa, oradan da daha sağlıklı ilişkiler ve içsel dengeye taşıyabilir. Savunma mekanizmaları, belirli durumlarda bize yardımcı olur ancak sürekli olarak bir veya birden fazla savunma mekanizmasını kullanmak, gerçeklikle bağımızı koparmamıza, sorunları çözmekten kaçınmamıza ve duygusal gelişimimizi engellememize neden olabilir.
Savunma mekanizmalarının aşırı, katı veya uyumsuz bir şekilde kullanılması kişinin hayatında sorunlara yol açabilir. Eğer bu mekanizmalar; günlük yaşamınızı, ilişkilerinizi veya işlevselliğinizi olumsuz etkiliyorsa, sorunlarınızla yüzleşmenizi engelliyorsa, sürekli olarak aynı döngülerde takılıp kalmanıza neden oluyorsa, bir ruh sağlığı uzmanından destek almak faydalı olacaktır. Terapi, bu bilinçdışı süreçleri fark etmenize, daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmenize yardımcı olabilir.