Psikolojik Açıdan Sağlıklı Olduğumu Nasıl Anlarım
Psikolojik danışmanlık merkezine başvuru yapmadan önce danışanlar kendilerine ‘’Psikolojik açıdan sağlıklı olduğumu nasıl anlarım?’’ diye sorabilirler. Bu soru psikolog görüşmesinin gerekli olup olmadığı ile alakalı danışanların kendi içlerinde çözemediği durumlardan ötürü gerçekleşir.
Fiziksel açıdan sağlıklı olduğunu anlamak bireyler için çok da zor değildir. Bir uzvumuz gerekli görevini yerine getirmediğinde gayet net görülebilir, açıklanabilir. Ruh sağlığı daha kompleks bir kavramdır. Objektifliğe kapalıdır. Her insanın karakteri, huyu ve tepki biçimleri aynı olmayabilir. İnsan olmanın doğasında olan tutarsızlıklar olabilir. Bazen verilen bir tepki çok normal olabilirken, başka bir anda çok absürt kaçabilir. Bu gibi nedenlerden ötürü ‘’Psikolojik açıdan sağlıklı olduğumu nasıl anlarım?’’ sorusunun cevabını bulmak güçleşmektedir.
Psikolojik Açıdan Sağlıklı Olmak Ne Demektir?
Fiziksel sağlığın gözle görülür yansımaları olduğundan ve kolayca anlaşıldığından bahsetmiştik. Peki ruhsal sağlık ne demektir? Ruhsal açıdan sağlıklı olmak ne anlama gelir?
Ruhsal olarak sağlıklı olmak, işleri ölçüde götürmekle paraleldir. Elbette herkesin daha çok önem verdiği noktalar vardır. Fakat bunların ileri gitmesi ve hayatı yaşamamızın önüne geçmesi ruhsal sağlığın bozulduğuna işaret eder. Ayrıca bu noktada kişiler sıkıntılar duymaya da başlar. Çünkü kendi verdiği önemle uğraşı seviyesi arasında farklılık oluşmuştur. Bu noktada temel olarak işlevselliğini koruyan ve içsel huzura sahip bir bireyin ruhsal sağlığını koruduğunu söyleyebiliriz.
Bununla ilişkili olarak ‘’Psikolojik açıdan sağlıklı olduğumu nasıl anlarım?’’ sorusunun cevabı aşağıdaki alt başlıklarda gizlidir:
- Kişinin kendi kendisiyle uyumlu olması, her şeyden önce ruh sağlığında bunaltı (anksiyete) denen kaygılardan, kuruntu ve kuşkulardan uzak olmasına bağlıdır. Günlük kaygılar ve üzüntüler her sağlıklı insanda vardır ve ruhsal uyumsuzluk belirtisi sayılmazlar. Ancak nedeni belli olmayan, uzun süren bunaltı ve kaygılar ruhsal dengeden sapmanın göstergeleri olabilir.
- Kişi, içinde yaşadığı yakın ve uzak çevrede ilişkiler kurup sürdürebilmelidir. Aile üyeleriyle birlikte başka meslektaş kümeleri ve topluluklarla işbirliğine girebilmeli; iş ilişkileri dışında arkadaşlıklar kurabilmelidir.
- Sevgi ve saygıya dayalı bağlar kurabilmeli, ailesiyle bağını sürdürürken aynı zamanda toplumla da ilişkisini sürdürmelidir. Karşı cinsle de sevgiye dayalı ilişki kurabilmeli, eş seçiminde sorumluluk almalıdır.
- Kişinin kendine güveni olmalıdır. Davranışlarını ve yeteneklerini gerçekçi olarak tartabilmelidir. Kendini başkalarının gözüyle de görebilmelidir. Gerçeğe uygun bir özsaygısı olmalıdır.
- Kişi, toplumda bir yeri ve görevi olduğu duygusunu edinmiş olmalıdır. Yeteneklerini geliştirmeli, verimli işlere yöneltebilmeli, çalışmasından ve başarmasından tat almalıdır.
- Kişinin, geleceğe dönük tasarıları olmalıdır. Onlara ulaşmak için gerçekçi bir yolda çaba göstermelidir.
- Kişinin karşılaştığı güç durumlarda başvuracağı bir yedek gücü bulunmalı ve yeni durumlara uyma esnekliği gösterebilmelidir. Başarısızlıklardan yılmamalı, güç durumlarda kendini koyvermemelidir. Geleceğe dönük umudu ve savaşım gücü ile karşılaştığı engelleri yenmeye çalışmalıdır.
- Bağımsız olarak girişimler yapabilmelidir. Kendi başına kararlar alıp uygulayabilmeli, eylemlerinin sorumluluğunu taşıyabilmeli ve sonuçlarına katlanabilmelidir. Yanılma ve başarısızlıklardan ders alabilmeli, yanlışlarını düzeltmeye çalışmalıdır.
- Kişi yaşadığı topluma uyum sağlamalı, töre ve gelenekleri tümden redderek karşı çıkmamalıdır. Ancak yeniliklere de açık olmalı ve kabul edilemez değerlere karşı da eli kolu bağlı durmamalı ve toplumun eğitilmesi için çabalamalıdır. Toplumun başı eğik bir üyesi olmak yerine onlara katkı sağlayan biri olması gerekmektedir. Bunun yanında paylaşmasa da başkalarının inancına saygı duymalıdır.
- Son olarak, ruhça sağlıklı bir insanın, mesleği dışında eğlendirici, dinlendirici ve kişiyi geliştirici uğraşıları olmalıdır. Bu uğraş, sanat, spor ve toplumsal yardımlaşma alanlarında olabilir.
Genel bakışta kişi, özsaygısını koruyorsa, ilişkiler kuruyor ve bunlardan zevk alıyorsa, yeni şeyler üretiyor, insanlarla paylaşıyor ve toplumun gelişimine katkıda bulunuyorsa, kendi yeteneklerini ve eksikliklerini fark edip bunları tamamlayıp geliştiriyorsa, belki de en önemlisi işlevselliğini koruyorsa bu kişinin sağlıklı bir ruh halinde olduğunu biliriz.
Psikolojim Yerinde mi?
Birçok insan psikolojisinin bozulup bozulmadığını anlayamamakla beraber sürekli olarak “Psikolojim Yerinde Mi?” sorusunu soruyor. Bu soru Sigmund Freud’a sorulunca, ayrıntıya girmeden, ruh sağlığını ‘’Sevmek ve Çalışmak’’ diyerek iki sözcükle özetlemiş. Gerçekten sevebilen ve verimli çalışan bir kişi, ruh sağlığına oldukça yaklaşmış bir kişidir. Ruhsal sorunları olsa da dengesi bozuk değildir. Bazen kişi, bu soruyu kendi başına cevaplayamazsa bir uzmana danışmak yararlı olabilir. Ruh sağlığımız iyi olsa bile bir uzman eşliğinde kendi potansiyelimizi ortaya çıkarma olanağı yakalayabiliriz.
Yukardaki açıklamalardan anlaşıldığı gibi, ruhça sağlıklı kişide aranan nitelikler, olgun bir insanda bulunması gereken niteliklerdir. Olgun kişi sever ve sevilir. Davranışları tutarlı, gerçekçi ve özgürdür. Toplumda bir yeri ve görevi olduğunun bilincindedir. Yeteneklerini belli bir amaca yöneltir, doğru ve verimli olarak kullanır. Engeller karşısında umutsuzluğa kapılmaz. Esnekliği ve hoşgörüsü vardır. İnsanların davranış ve tutumlarını gülmece (mizah) açısından görebilir. Kendi yanılgılarına da yerinde gülüp geçebilir. Alman ozanı Goethe’nin dediği gibi ‘’Olgun insan, kendine gülebilen insandır.’’.