Öz saygı, kişinin kendi değeri hakkındaki algısıdır. Bu algılama ile gösterdiği tutum ve davranışlar da öz saygı düzeyini belirleyen faktörler olarak kabul edilmektedir. Öz saygı kavramı insanın yaşama gözlerini açtığı andan itibaren kaydedilen ve öğrenilen bir çok yaşantının etkisiyle ve bunlarla ne yaptığı ile değişkenlik gösterir.
Özgüven insanın kendisiyle ve çevresiyle barışık olması, olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olması demektir. Özgüven de yaşamın ilk yıllarından oluşmaya başlayan önemli bir kavramdır. Özgüven düzeyi aile ve çevre tutumlarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle özgüvenin gelişimi için en önemli faktör aile bireyleri ile olan iletişimin destekleyici ve sağlıklı düzeyde olmasıdır. Yeterince anlaşılmış, desteklenmiş, takdir edilmiş bireyler kendi değerlerinin daha fazla farkında olup bunu yansıtabilmektedirler.
Kendini Kabul Etmenin Önemi
Kendini kabul etmenin önemli aşaması kendini tanımaktan geçer. Kişi kendini tanıdıkça ve kendine yaklaştıkça özsaygı ve özgüven duyguları ve algısı da değişkenlik gösterecektir. Böylelikle kendini kabulden bahsedebiliriz. Kendi varlığını ve benliğini kabul eden kişi bir çok açıdan gelişir. Sorunları karşılama ve çözümleme kapasitesi, benlik gücü, bakış açısı zenginliği açısından artış olacaktır. Bu da hayata daha kolay bir şekilde dahil olmayı beraberinde getirir. Kendini kabul etme kapasitesi gelişen kişi diğer insanları ve hayatı da kabul etmek noktasında gelişecektir.
İçsel Eleştiriyle Başa Çıkma Stratejileri
Kişinin kendine dair algısı zamanla iç sesi olarak kendini gösterir. Bunun temeli de kişinin ebeveynleri veya bakım verenlerinin etkisiyle oluşmaktadır. Öncelikle kişinin iç sesini tanıması ve bu sesin kime ait olduğunu ayırt edebilmesi gerekmektedir. Bir başkasına ait bir ses kişi hiç fark etmeden kendi sesi gibi algılanabileceğinden yanıltıcı olabilmektedir. Diğerlerine ait sesleri ayırt edebildikçe kişi kendine ait iç sesini hem fark edebilecek hem de bu sesi yönetebilme becerisine de sahip olabilecektir. Kişiye kendini kötü hissettiren yersiz konuşan ses genellikle kendine ait değil daha çok öğrenilmiş bilgiden ibarettir. İçsel eleştirinin yapıcı olmadığı fark edildiğinde bu sesin kim tarafından söylenmiş olabileceği düşünülebilir. Sonrasında da bu sesin haklılığı ile ilgili sorgulama gerçekleştirilebilir. Bu sesi destekleyen kanıt niteliğinde veriler var mı yoksa sadece olumsuz bir yorum mu diye bakılmalıdır. Otomatik olarak gerçekleşen bu süreçte kişi farkında olmadan bu sese inanarak duygusunu yaşıyor olabilir. Eğer öyleyse de üzerinde daha iyi hissettirecek değişiklikler yaparak tekrar edilebilir.
Olumlu Kendilik Algısı Nasıl Geliştirilir?
Olumlu kendilik algısını geliştirebilmek için öncelikle olumsuz kendilikle ilgili farkındalık gerekmektedir. Bu farkındalık ile zaten olumsuz olanı olumluya çevirebilme imkanına sahip olunacaktır. Olumsuz kendiliğe sebep olan kişi ve koşulların iyi değerlendirilmesi önemlidir. Haklılık payı araştırılıp gerekiyorsa ortam veya yakınlıkla ilgili farklılıklara gidilebilir. Ayrıca kişinin potansiyellerinin, yeteneklerinin ve ilgi alanlarının fark edilmesi ile de olumlu kendilik algısı geliştirilir. Kendini keşfeden pek çok becerisinin de farkına varacaktır bu da olumlu yönlerinin ortaya çıkarılıp gelişebilmesi açısından oldukça belirleyici ve önemlidir.
Sosyal Beceri Geliştirme ve Özgüven
Özgüven seviyesi sosyal becerileri direk olarak etkilemektedir. Özgüven duygusu geliştikçe sosyal ilişkilerde de olumlu yönde farklılık olacaktır. Özgüven duygusu düşük bir birey sosyal anlamda daha geri planda olmayı tercih ettiğinden ve kendini ifade etmede yeteri kadar iyi olmadığını düşündüğünden sosyal becerileri zayıf olacaktır. Bunun için en çok hangi alanlarda sorun yaşandığı tespit edilmeli ve ufak adımlarla pratikler yapılarak gelişim sağlanmalıdır. Zamanla olumlu geri bildirimler almak ve sosyal anlamda doyum sağlamak kişinin kendini daha özgüvenli hissetmesine yardımcı olacaktır. Ancak bunun için aile, yakın çevre veya uzman desteği gerekebilmektedir.
Yaratıcılığı Arttırarak Özsaygıyı Güçlendirme Yolları
Yaratıcı özelliği olan kişiliğe sahip insanların psikolojik yapıları, kendilerine olan öz sayıları, yaşamsal becerileri olmayanlara oranla daha yüksektir. Bu nedenle yaratıcılığın geliştirilmesi yoluyla özsaygıyı etkilemek hedeflenebilir. Yaratıcılığın ortaya çıkması için yaratıcı düşünceye ihtiyaç vardır. İkisi birbirini tamamlayan süreçlerdir. Yaratıcılıkla ilgili özellikler, esneklik, çabuk ve çok yönlü düşünmek, akıcılık, probleme duyarlılık, orijinallik, merak, eleştiriye açıklık, değişik sonuçlara ulaşabilmektir. Bu konularla ilgili okumalar yapılması, yaratıcılığı ön plana çıkaran etkinliklere katılınması kişi için çok faydalı olacaktır. Yaratıcılık aynı zamanda deneyimlemekle ilişkilendirilebilir. Yeni ve farklı deneyimler, ilgi alanlarıyla ilgili farklı yönelimlerde bulunmak da yaratıcılığı destekleyecektir.