Kendine Yabancılaşmak: Hayatın İçinde Olup Kendinden Uzak Kalmak
“İnsan bazen her yerde olur ama kendine hiç uğramaz.”
Kendine yabancılaşma, kişinin hayatın akışı içinde işlevini sürdürmesine rağmen içsel olarak kopuk hissetmesidir. Dışarıdan bakıldığında her şey yolunda görünebilir; sorumluluklar yerine getirilir, ilişkiler devam eder, günlük rutinler aksatılmaz. Ancak içeride, anlamını yitirmiş bir var olma hâli vardır. Kişi yaşamın içinde yer alır ama kendisiyle temas edemez.
Bu yabancılaşma bir anda ortaya çıkmaz; çoğu zaman fark edilmeden, yavaşça inşa edilir.
Uyum Sağlarken Kendini Kaybetmek
Kendine yabancılaşmanın en yaygın nedenlerinden biri, uzun süreli uyum zorunluluğudur. Çocuklukta veya yetişkinlikte kişi, sevilmek, kabul edilmek ya da sorun çıkarmamak için kendi ihtiyaçlarını geri plana atmayı öğrenmiş olabilir.
Zamanla şu cümleler içselleşir:
- “Benim istemem önemli değil.”
- “Ortama göre davranmalıyım.”
- “Beni ben yapan şeyler fazla.”
Bu noktada kişi, kim olduğunu değil; kim olması gerektiğini yaşamaya başlar. Uyum sağlamak hayatta kalmayı mümkün kılar ama bedeli kendilikten uzaklaşmaktır.
Duygusal Kopukluk ve Otomatik Yaşamak
Kendine yabancılaşan kişi genellikle duygularını tanımakta zorlanır. Ne hissettiğini sorduğunda net bir cevap veremez; iyi ya da kötü yerine “idare eder” demeyi tercih eder. Hayat, otomatik pilotta ilerler.
Bu kopukluk şu şekillerde hissedilebilir:
- Sevinçlerin sönükleşmesi
- Üzüntünün donuklaşması
- Anlam kaybı
- Sürekli yorgunluk
- “Bir şey eksik ama ne?” hissi
Bu durum çoğu zaman depresyonla karıştırılır; ancak temel fark, burada bir çöküşten çok kendilikle bağın zayıflamasıdır.
Kendilikten Uzaklaşmanın İlişkilerdeki İzleri
Kişi kendisiyle temas edemediğinde, ilişkiler de yüzeysel bir hâl alır. Yakınlık zorlaşır; çünkü içsel temas olmadan duygusal yakınlık sürdürülemez.
Bu durumda:
- İlişkilerde rol yapılır
- Gerçek ihtiyaçlar dile getirilemez
- Sınırlar belirsizleşir
- “Anlaşılamıyorum” hissi artar
İnsan başkalarına ulaşmaya çalışırken, aslında kendine ne kadar uzaklaştığını fark etmeyebilir.
Sonuç: Kendine Dönmek Bir Lüks Değil, İhtiyaçtır
Kendine yabancılaşmak bir başarısızlık değil; çoğu zaman uzun süre ayakta kalabilmenin bedelidir. Ancak bu bedel sürekli ödendiğinde, yaşam içsel anlamını kaybetmeye başlar.
Kendine dönmek; her şeyi bırakmak değil, içsel temas kurmaya izin vermektir.
Ne hissettiğini sormak, neye ihtiyacın olduğunu fark etmek ve “ben buradayım” diyebilmek…
Çünkü insan, kendine yaklaştıkça hayatın da içine gerçekten girmeye başlar.

