Sessizlikle Başa Çıkmak: Duygusal Kaçınma mı, İç Huzur mu?
“Sessizlik her zaman dinginlik değildir; bazen de duyulmaktan kaçan duyguların alanıdır.”
Sessizlik, psikolojik açıdan iki zıt anlama sahip olabilir. Kimi zaman insanın kendisiyle temas kurduğu, zihnin yavaşladığı bir alan yaratır; kimi zamansa duygulardan, çatışmalardan ve yakınlıktan kaçmanın güvenli bir yolu hâline gelir. Bu nedenle sessizlik her zaman huzurla eş anlamlı değildir. Asıl soru şudur: Sessizlik bizi kendimize mi yaklaştırıyor, yoksa kendimizden mi uzaklaştırıyor?
Sessizliğin Koruyucu Yüzü: Kaçınma Olarak Sessizlik
Bazı insanlar sessizliği bir savunma biçimi olarak kullanır. Konuşmak, hissetmek ve paylaşmak risklidir; sessizlik ise kontrol sağlar. Bu durumda sessizlik, duygusal kaçınmanın bir aracı hâline gelir.
Duygusal olarak zorlanan kişi:
- tartışmalarda içine kapanabilir,
- duygularını kelimelere dökmekten kaçınabilir,
- “bir şey yok” diyerek geri çekilebilir,
- yakınlık arttığında sessizleşebilir.
Bu sessizlikte huzur değil, bastırma vardır. Kişi duygularla temas etmek yerine onları askıya alır. Ancak askıya alınan duygular zamanla ilişkilerde mesafe, içsel donukluk ve anlaşılmama hissi yaratır.
Sessizliğin Besleyici Yüzü: Kendilikle Temas
Sessizlik her zaman kaçış değildir. Bazı sessizlikler, kişinin kendine dönebildiği, iç sesini duyabildiği bir alan sunar. Bu tür sessizlikte bir zorunluluk değil, bilinçli bir seçim vardır.
Bu sessizlikte kişi:
- yalnız kalabilmekten korkmaz,
- duygularını bastırmaz, onları gözlemler,
- düşüncelerle temas kurabilir,
- bedensel olarak daha gevşektir.
Bu hâl, iç huzurla ilişkilidir. Kişi sessizliği bir boşluk olarak değil, bir alan olarak deneyimler. Bu sessizlik, duygusal temasın kesilmesi değil; derinleşmesidir.
Kaçınma mı, Huzur mu? Ayırt Etmenin İnce Çizgisi
Sessizliğin niteliğini anlamanın yolu, sessizliğin kişide ne yarattığına bakmaktır.
Eğer sessizlikten sonra kişi daha gergin, uzak ve kopuk hissediyorsa; bu muhtemelen kaçınmadır.
Eğer sessizlik kişiyi daha berrak, sakin ve bağlantıda hissettiriyorsa; bu iç huzurun işaretidir.
Bir diğer önemli ayırt edici nokta da şudur:
Kaçınma sessizliği ilişkileri zayıflatır; besleyici sessizlik ise ilişkilere alan açar.
Sonuç: Sessizlik Niyetle Anlam Kazanır
Sessizlik başlı başına iyi ya da kötü değildir. Onu ne için kullandığımız, psikolojik anlamını belirler. Duygulardan kaçmak için mi susuyoruz, yoksa kendimizle temas edebilmek için mi?
Gerçek huzur, sessizliğin içinde kaybolmak değil; sessizliğin içinde kendini bulabilmektir.
Çünkü sessizlik, kaçış olduğunda koparır; temas olduğunda iyileştirir.

