Terapide Direnç: İyileşmek İsterken Neden Kaçarız?

“Bazen iyileşmeye en çok yaklaşınca, en hızlı kaçmak isteriz.”

Terapide direnç, kişinin bilinçdışı savunmalarının iyileşme sürecini zorlaştırmasıdır. Kişi aslında iyileşmek ister; fakat değişimin getireceği yüzleşmeler, kırılganlık veya bilinmeyenle karşılaşma ihtimali onu geri çeker. Direnç, terapiyi sabote eden bir engel değil; aksine kişinin en kırılgan yerlerini işaret eden bir pusuladır.

Duygusal Yükten Kaçınma: Acıya Yaklaştıkça Savunmalar Yükselir

Terapide konuşulan her konu aynı ağırlıkta değildir. Bazı duygular yıllarca bastırılmış, bazı anılar hiç kelimelere dökülmemiştir. Terapist o alanlara yaklaştığında kişi bilinçdışı olarak temkinlenir.

Bu temkinlilik şöyle görünebilir:

  • Seanslara geç kalmak veya iptal etmek
  • “Bugün konuşacak bir şey yok.” demek
  • Konuyu sürekli değiştirmek
  • “Aslında o kadar da önemli değil.” diye küçümsemek

Direncin ardında genellikle acıdan korunma çabası vardır. İnsan yaralı yerine yaklaşırken doğal olarak sertleşir.

Kontrolü Kaybetme Korkusu: Bilinmeyenle Yüzleşmeye Direnç

Terapi, kişinin kendini açıkça görmesi için bir ayna işlevi görür. Bu aynada beliren şey her zaman rahatlatıcı değildir.
Bazı insanlar için duygularını ifade etmek “kontrolü kaybetmek” gibi hissettirebilir:

  • “Açılırsam dağılırım.”
  • “Kırılganlığım ortaya çıkarsa reddedilirim.”
  • “Terapist beni yanlış anlarsa?”

Bu korkular, seans sırasında duygusal mesafe yaratma, konuyu mantık yoluyla açıklama veya her şeyi kontrol etmeye çalışma davranışlarıyla görünür.
Oysa terapide kontrolü biraz bırakmak, iyileşmenin en önemli adımlarından biridir.

Değişimin Tehdidi: Eski Benlikten Vazgeçmenin Zorluğu

Direncin en derin katmanlarından biri de değişimin belirsizliğidir.
Kişi mevcut haliyle mutsuz olsa bile, bu hâl tanıdıktır. Tanıdık olan güvenlidir — hatta acı verse bile.

  • “Ya değişirsem ama kim olacağımı bilemezsem?”
  • “Ya ilişkilerim bozulursa?”
  • “Ya bu iyileşme süreci beni yalnız bırakırsa?”

Bilinçdışı bu sorulara karşı savunma geliştirir. Eski benliğin bırakılması, yeni bir kimlik inşası anlamına gelir ve bu süreç her zaman sancılıdır.

Direnç bu noktada bir fren gibi çalışır: “Yavaşla, çok hızlı gidiyorsun.”

Sonuç: Direnç Engel Değil, Yol Göstericidir

Terapide direnç, tedavinin aksadığı yer değil; iyileşmenin en kritik noktasının işaretidir.
Direnç görünmeye başladığında, terapist için bu “şimdi en derine dokunduk” sinyalidir. Kişi kaçıyorsa, orada mutlaka önem bir şey vardır.

Dirençle savaşmak değil, onu anlamak gerekir.

Çünkü bazen iyileşmek istemememizin nedeni iyileşememek değil; iyileşince kim olacağımızı bilmemektir.

İlginizi çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir